Uzay araçları, kullanım alanlarına göre üç gruba ayrılmaktadır:
1. Astronomi çalışmaları için uzaya gönderilen insanlı ya da insansız uzay araçları,
2. Savunma, uzaktan algılama, iletişim ve yayın amacı ile gönderilen çeşitli uydular,
3. Seyahat amacı ile kullanılan uzay araçlarıdır.
Roketler
Roketler, uç kısmı genellikle hava sürtünmesini azaltacak şekilde yapılmış, yakıt, motor ve egzozdan oluşan silindir şeklinde yapılardır. Roketler çalışmaları sırasında havaya gereksinim duymadan hareket yönünün ters yönünde sıcak gaz püskürterek hareket eder.
Roket motorları ile jet motorları arasında önemli farklar vardır. Jet motorları yanıcı maddeyi beraberinde taşırken, yakıcı madde olan oksijen gazını atmosferden sağlarlar. Halbuki roketler (özellikle astronomi amaçlı olanlar) hem yanıcı hem de yakıcı maddeyi beraberinde taşır. Bu nedenle bir jet motorunun uzayda çalışması mümkün değildir. Roket kullanmadaki asıl amaç kısa süreli yüksek hız elde edilmesi ve roketin atmosfer dışındaki oksijensiz ortamda da çalışabilmesidir. Uzaya, insanlı ve insansız araçlar gönderme hayali ve uygulaması ilk uçakların yapılışından daha eskiye dayanmaktadır. Roketlerde kullanılan ilk katıyakıt baruttur.
Roketlerin yapısı
1. Roketin genelde ucunda bulunan yük kısmı (Kargo): Yük bazen bir uydu, bazen de bir bomba olabilir. Bazen bu yük roketin uç kısmında olmayıp üzerine yapıştırılmış durumda olabilir. Bir örnek verirsek ‘’uzay mekiği’’, bir roket değil, roket üzerine yerleştirilmiş bir yüktür.
2. Yakıt kısmı: Roketin toplam ağırlığının çok büyük bir kısmını oluşturan, yanıcı ve yakıcı madde taşıyan tanklardan oluşan kısımdır.
3. Roket motoru: Yanıcı ve yakıcı maddelerin yanmasını kontrol eden ve oluşan ısı ve gazı dış ortama aktaran mekanizmaların hepsine birden roket motoru denir. Ekzoz denen kısım roketin en alt kısmında bulunan, ilerlemeyi (itimi) ve yön değiştirmeyi sağlayan hareketli ya da hareketsiz kısımdır.
Uzay mekikleri
Dünya’nın ilk yeniden kullanılabilen ve büyük uyduları bile taşıyabilen uzay araçlarıdır. Uzay mekikleri roketler gibi yükselir, tıpkı uzay gemileri gibi yörüngede manevralar yapar ve bir uçak gibi yere tekrar iner. Aktif olarak kullanılan uzay mekiklerine örnek olarak; Discovery, Atlantis , Challenger mekiklerini verebiliriz.
Discovery’nin Gerçekleştirdiği Bazı Önemli Görevler:
Ağustos 1984 : İlk uçuş
Nisan 1990 :Astronomi açısından büyük önem taşıyan
Hubble Uzay Teleskobunu konuşlandırdı.
Şubat 1994 : İlk kez bir Rus Sergei Krikalyov Amerikan uzay gemisindedir.
Ekim 2000 : Yüzüncü uzay mekiği görevi. Uluslararası Uzay İstasyonu’na gidildi.
Challenger’ in Gerçekleştirdiği Bazı Önemli Görevler:
1983 Ağustos 30 : Edwards Airforce Base Sally Ride uzaya çıkan ilk Amerikalı kadın oldu. İki iletişim uydusu konuşlandırıldı.
1985 Nisan 29 : Edwards Airforce Base Spacelab-3 taşındı. İki kadın taşıyan ilk uçuş. Marc Garneau uzaya çıkan ilk Kanadalı oldu. Kathryn D. Sullivan uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı kadın oldu. Earth Radiation Budget uydusu konuşlandırıldı.
1986 Ocak 28 : Yere inemedi. 10. uçuşunda, kalkıştan yalnızca 73 saniye sonra havada infilak etti. 28 Ocak 1986’da gerçekleşen talihsiz kazada 7 kişilik mürettebat hayatını kaybetti.
Uzay sondaları
Bir gezegeni veya bir gök cismini incelemek için ona gönderilen; yakınında uçma, çarpma, yörüngesinde dolaşma veya üzerine inme gibi görevleri yerine getiren araçlardır.
Örnek olarak; Spirit ve Opportunity, Mars’ın yüzeyine jeolojik çalışmalar yapmak için indirilen birbirinin ikizi iki araçtır.
Spirit, 4 Ocak 2004 tarihinde, Opportunity ise 25 Ocak 2004 tarihinde Mars yüzeyine başarıyla indirilmiştir.
Yapay uydular
Belli bir amaç için tasarlanan ve bir gezegenin yörüngesine oturtulan araçlardır. Haberleşme uyduları, uzaktan algılama uyduları, meteoroloji uyduları, keşif (casus) uyduları, atmosfer araştırma uyduları, seyir uyduları, arama ve kurtarma uyduları v.b yapay uydu çeşitleri olduğu gibi astronomi amaçlı uydular da vardır. Astronomi amaçlı üretilen uyduların tüm amacı gözlem yapmaktır. Bu nedenle astronomi yapay uydularına Uzay Gözlemevi de denir. Yerden yapılan uzay gözlemlerinde yer atmosferinden kaynaklanan bazı olumsuzluklar mevcuttur. Yer atmosferi, yıldızlardan gelen ışığın bir kısmını soğurmakta, yıldız ışığının titreşim yapıyor gibi gözükmesine neden olmakta ve sanki bir buğulu cam arkasından uzaya bakılıyormuş etkisi yaratmaktadır.
Yer atmosferinin dışına çıkılarak bu etkiler yok edilebilir ve daha sağlıklı gözl
emler yapılabilir. İşte bu işlem için yapay uydular kullanılmaktadır. Gama ışını, X-ışını ve mor ötesi bölgelerden gelen ışınlar atmosferden geçemediğinden en iyi gözlemler uzaydan yapılabilmektedir. Benzer şekilde kızıl ötesi bölgenin bir bölümü de en iyi uzaydan gözlenmektedir.
Bu nedenle gözlemevlerinin uzaya yerleştirilmesi istenilmektedir. Uzaya yerleştirilmiş (Dünya'nın yörüngesinde dolanan) bir teleskop havadaki ısısal türbülanslarlardan etkilenmediği gibi çevredeki ışık kirliliğinden de etkilenmez.
IRAS
25 Ocak 1983’te yükseldi ve on ay görev yaptı. Bu teleskop The United States (NASA), The Netherlands (NIVR), ve The United Kingdom (SERC)’un ortak bir çalışmasıdır. IRAS, gökyüzünün % 96’sını 12, 25, 60 ve 100 mikrometre dalga boylarında 4 kere uydu fotoğrafını çekti. Yaklaşık 500 000 adet çoğu tanımlanmayı bekleyen cisim keşfetti. Bunların 75 000 kadarının yıldız oluşum galaksileri olduğuna inanılıyor. Diğerleri ise çoğunlukla etrafında toz diski bulunduran, gezegen oluşum mekanizmasının öncesinde bulunan yıldızlardır.