31 Ağustos 2015 Pazartesi

Hubble'dan gökyüzünün %0.000024'lük bölgesinde 10000'in üzerinde gökada fotoğrafı



Hubble'dan gökyüzünün %0.000024'lük bölgesinde 10000'in üzerinde gökada fotoğrafı

NGC 1055

NGC 1055, Balina takımyıldızı yönünde bulunan bir sarmal gökada. 18 Aralık 1783 tarihinde William Herschel tarafından keşfedilmiştir. Sarmal kol yapısı, gökada düzlemi üzerinde yükselmiş gibi görünmektedir ve çıkıntının üst yarısı kolay anlaşılamaz.
Sarmal gökada M77 (NGC 1068) ile ikili bir sistemdir. Bu iki büyük gökada, NGC 1073 ve diğer beş düzensiz gökadayı da içeren küçük bir gökada grubu (M77 Grubu) oluştururlar.
NGC 1087, NGC 1090, ve NGC 1094 yakın görünmekle beraber sadece görüş alanındadırlar ve aslında birer arka plan gökadalarıdır.

Uzaya çıkan ilk bayan

Uzaya çıkan ilk kadın

https://www.facebook.com/pages/Dünya-Dışı-Varlıklar/1694674960760247



Valentina Vladimirovna Tereşkova

(d. 6 Mart1937),
Emekli Sovyet kozmonotu,
Ay'daki bir kratere Tereşkova adı verilmiş.
Tereşkova Sovyetler Birliği'nde Sovyet Kahramanlık Madalyası ile ödüllendirilmiş.
Doğu Bloku ülkelerinden de çeşitli madalyalar almış.
Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi üyeliği gibi önemli siyasi mevkilere geldi

Uzaya çıkan ilk erkek

Uzaya çıkan ilk erkek

https://www.facebook.com/pages/Dünya-Dışı-Varlıklar/1694674960760247

Doğum:9 Mart 1934

Ölüm:27 Mart 1968 (34 yaşında)
Ülkesi:Sovyetler Birliği
Havacılık dairesi:VVS
Durumu:Merhum
Rütbesi:Albay (Polkovnik), Sovyet Hava Kuvvetleri
Programı: Hava Kuvvetleri 1. Grup
Görev adı:Vostok 1
Uzayda geçirdiği süre:1 saat, 48 dakika.

(Eyjafjallajökull) DAĞI

Sizlerle bir dağın faliyete geçmemiş bir dağı paylaşacağım çok ilgimi çekti

https://www.facebook.com/pages/Dünya-Dışı-Varlıklar/1694674960760247

(Eyjafjallajökull) DAĞIN İSMİ

Konum: İzlanda

Koordinatlar: 63°37′12″K 19°36′48″B
Alan: 100 km2 (40 sq mi)
Durum: Durağan
Eyjafjallajökull, (/ˈeiːjafjatlajœːkʏtl̥/,Bu ses hakkında dinle (yardım·bilgi)) ("ada dağ buzulu" diye tercüme edilebilir.) İzlanda'nın küçük buzullarından biridir. Daha büyük bir buzul olan Mýrdalsjökull'in batısında ve Skógar'ın kuzeyinde yer almaktadır. Buzulun tepe kısmı, günümüzde göreceli olarak sıklıkla faaliyette olarak yer yüzüne riyolit çıkartan ve 1666 m yüksekliğindeki bir yanardağın üstündedir.[1]


Buzul yaklaşık 100 km2'lik bir alana yayılmıştır. Dağın güney ucu bir zamanlar adanın Atlantik kıyı şeridinin bir parçasıydı. Ancak deniz o dönemden bu yana 5 km geri çekilmiştir. Eski kıyı şeridi ise, en iyi bilineni Skógafoss olan birçok güzel şelalenin bulunduğu dimdik uçurumları oluşturmuştur. Güçlü rüzgârlarda küçük şelalelerin suları dağa kadar savrulur.
3-4 km çapta bir krateri olan volkan, 920, 1612 ve yeniden 1821 ile 1823 yılları arasında püskürdü. Bu iki yıllık faaliyet ölümcül lav taşmalarına yol açtı.[2] Volkan son olarak 2010'da 21 Mart ve 14 Nisan tarihlerinde iki defa püskürdü. Mart'taki olay, yörenin yerlisi olan yaklaşık 500 kişinin bölgeyi kısa süreli tahliye etmesine yol açtı.[3][4] Ancak Nisan ayındaki faaliyet on ila yirmi kat daha güçlüydü ve Kuzey Avrupa'da hava trafiğinde önemli ölçüde aksamayı beraberinde getirdi.

Yeni açtığımız Youtube kanalımız https://www.youtube.com/channel/UChrhJIL0ARZvUD5g8mZ_5dw

https://www.youtube.com/watch?v=tkYWdzOAdvU

https://www.youtube.com/watch?v=z1Bp6DPjN8U

https://www.youtube.com/watch?v=AOnjm17btUA

https://www.youtube.com/watch?v=_chyqxktVUw

29 Ağustos 2015 Cumartesi

Herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Aşağıda, geçen gün Fox News’ la yaptığı röportajın bir kopyası bulunmakta.”

Kanada Başbakan Yardımcısı UFO’ ların Gerçek Olduklarını İtiraf Etti
Michael E. Salla, PhD’ nin yazısı; “Paul Hellyer UFO fenomeninin doğruluğu hakkındaki ifadelerini cesurca sürdürüp herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Aşağıda, geçen gün Fox News’ la yaptığı röportajın bir kopyası bulunmakta.”
JARRETT: ”Gezegenimiz ile başa çıkmak bugün en önemli problemlerden biri haline geldi. Ortada uzaylılar ile yaşadığımız ilginç bir galaktik savaş var.” Bu, Paul Hellyer’ ın (Kanadalı eski Savunma Bakanı ve Yardımcı Başbakan) Eylül ayındaki son konuşmalarından biri. Şimdi, Kanada Parlamentosundan yabancı medeniyetlerle olan ilişkilerimiz hakkındaki söylentileri önemsemesini istiyor. Şu an Paul Hellyer bunları açıklamak için bizimle birlikte bulunuyor. Bize katıldığın için çok teşekkür ederiz…
PAUL HELLYER, Eski Kanada Savunma Bakanı: Benim için bir zevk.
JARRETT: Daha önce söylediğiniz bir cümleyi aktarmak istiyorum. “UFO’ lar üzerinizden geçen uçaklar kadar gerçekler.” Wow, bunu nerden biliyorsunuz?
HELLYER: Eh, çünkü gerçekler ve her zaman da üzerimizden geçip gidiyorlar.
JARRETT: Peki, onlar uçak değiller mi?
HELLYER: Hayır, uçaklar sürekli uçarlar, fakat bunu diğer galaksilerin araçları da yapıyorlar.
JARRETT: Bunların sadece uçak olmadıklarını nasıl biliyorsunuz?
HELLYER: Çünkü birçok insan bunları gördü. Birleşmiş Milletler hükümetlerin bünyesinde bunlardan en azından 1-2 adet bulunmakta. Halkın birçoğu Roswell olayındaki enkazı da gördü ve bulunan bazı parçaların üzerinde Birleşmiş Milletler endüstrisinin yararı için yeniden tasarım uyguladılar.
JARRETT: Bana, Amerikan bilim adamlarının 1947 de New Mexico’da yaşanan Roswell UFO kazasında bulunan parçaları tasarım için yeniden incelediklerini mi düşündüğünüzü söylüyorsunuz? Ne yapmak için? Bir çeşit modern teknoloji harikası üretmek için mi?
HELLYER: Evet, kesinlikle. Mikroçiplerden atom silahlarına, lazerlere, modern harikalar gibi görünen her çeşit şeyin gelişimine kadar… Bunların birçoğunun gelişim projesi Roswell’ deki enkaz sayesinde inanılmaz derecede hızlandırıldı.
JARRETT: Bu enkazı hiç kendiniz gördünüz mü?
HELLYER: Hayır, görmedim fakat bunları gördüklerini söyleyen insanları tanıyorum, buna Beyaz Saray’ ın tabanındaki bazı kişiler de dahil.
JARRETT: Öyle mi? Peki hiç UFO gördünüz mü?
HELLYER: Hayır, görmedim.
JARRETT: Peki, muhteşem deneyiminizle insanların gözü önünde olmadan önce bir UFO’ yu yakından görüp ” Bakın, söylentileri önemsemeliyiz, uzaylılar geliyor!” demek istemez miydiniz?
HELLYER: Hayır, çünkü itibarlı insanların yazdıkları birçok kitap okudum, buna Yarbay Corso’da dahil ki o Roswell kazasındaki uzaylı cesetlerinden birini gördü . 10 sene sonra ise Birleşmiş Milletler donanması için çalışıyorken kişisel olarak oradaki bazı endüstrilerde enkazı incelemekle görevliydi.
JARRETT: Zamanımız kısıtlı olduğu için birkaç soru daha sormama izin veriniz. Birleşmiş Milletler askeriyesi, uzaylılara karşı kullanılabilecek silahlar hazırlıyorlar ve bizi galaksiler arası bir savaşa sokabilirler. Bush yönetimi sonunda askeriyenin Ay’ da bir üs kurmasına izin verdi ki bu, onların uzaydan gelen ziyaretçilerin gidiş gelişlerinden haberdar olmaya yardımcı olacak ve onları vurmaya da.
HELLYER: Evet, sanırım bu da planlara dahil. General Trudeau’ nun bu fikri aslında 40 – 50 yıldır planlara dahildi.
JARRETT: Bay Hellyer, süremiz bitmek üzere fakat belki de sizin çılgın olduğunuzu düşünen birçok belki birkaç veya sadece bir kişi olabilir. Onlara ne söylemek istersiniz?
HELLYER: Onlara tamamen gerçeklerden uzak olduklarını ve araştırma yapmak için hiçbir çaba göstermediklerini söylemek isterim. Eğer biraz zahmete katlansalar şüpheleri tamamen ortadan kalkacak ve sonuçtan en az benim olduğum kadar emin olacaklar.
JARRETT: Peki, Paul Hellyer, eski savunma bakanı, ve Kanada’nın Yardımcı Başbakanı. Teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Mısır’dayız. Senusret II Hanedanı Doceaba kalıntılarının yakınındaki küçük bir piramit

Mısır’dayız. Senusret II Hanedanı Doceaba kalıntılarının yakınındaki küçük bir piramit keşfedildi. Piramit’in içini araştıran arkeologlar nice hamile kadınlara düşük yaptıracak 15 ve 16 santimetre arasında gizemli bir yaratığın mumyasını ele geçirdi.
2000 küsur yıllık olduğu tahmin edilen mumyaya sarılı canlının içinde bulunduğu lahitin tabletlerinde adının Osirunet olduğu ve yıldızlardan geldiği yazılıdır. Mumya’nın yanında birçok tanımlanmamış obje de yer almaktadır. Mısır Eski Eserler Dairesi ilk etapta söz konusu mumyanın doğum sırasında ölen bir Firavun çocuğu olduğunu öngörmüş ancak sonrasında yapılan karşılaştırmalarda bu iddia düşmüştür. Şu an konu Mısır Eski Eserler Dairesi tarafından çok gizli olarak araştırılmaya devam etmektedir.

Mir uzay istasyonunu

Sovyetler Birliği'nin mali sıkıntıları dolayısıyla 1996 yılında tamamlanabilen Mir uzay istasyonunun 23 Mart 2001 tarihinde atmosfere girip yanması sağlanarak görevine son verildi.

Gezegenlerin çekirdek boyutu

Gezegenlerin çekirdek boyutu








Büyük piramit günümüze kadar hala sırrını korumaktadır ve bu sır hala çözülememiştir

( İLHAN BERAT YILMAM )
Arkadaşlar Merhaba hazırlamış oldğum bu videoda sizlere günümüz teknolojisi ile mısır piramitlerinin yapılıp yapılmayacağını anlatacağım

büyük piramit günümüze kadar hala sırrını korumaktadır ve bu sır hala çözülememiştir. Bazı çevreler buna bende dahilim
dünya dışı varlıklar tarafından yapıldığına iananıyor Giza platosundaki büyük piramitin bugün bile inşa edilemeyeceği sanılıyor peki ozaman yaklaşık 4500 yıl önce nasıl insa edildi ? günümüzde bir fransız mimar bu piramiti inşa edebilecek bir plan hazırladığını öne sürüyor….
Uzmanlar en gelişmiş makineleri kullansak bunlar helikopterler traktörler inşaat makinaları vb birçok son teknoloji ürünlerle bile büyük pramitin aynısını inşa etmenin çok zor olacağını söylüyorlar..
en ekonomik şekilde yapılan plan içerden dışarıya doğru yükeselen sarmal bir şekilde rampanın kullanılması..
Bu bahsettiğim sarmal rampa yöntemi Dünya’nın Yedi Harikası’ndan biri olan dev piramidin bugün 5 milyar dolara inşa edebileceği öne sürülüyor. isterseniz şimdi bu planın detaylarına girmeden önce büyük piramitin ne kadar büyük olduğunu rakkamlarla bir anlataym sizlere …
BÜYÜK PİRAMİTİN ÖLÇÜLERİ
Yanında durduğunuzda her yönden yaklaşık 230 metre uzunlugunda olan piramitin boyu 146.5 metredir ve har biri 3 ton agırlıgındaki 2.3 milyon taş bloktan olusmaktadır .. pramitin toplam kütlesi 6.5 milyon tondur…ve pramitin 20 yıl içinde inşa edildiği düşünülmektedir. Buda 20 yıl süen inşaaat boyunca her gün 5 dakikada bir tanesi 3 ton olan taş blok yerleştirmek anlamına geliyor 4500 yıl öncesinde nasıl yapıldığını bilmem ama şu anda bile imkansız gibi geliyor bana…
SARMAL RAMPA YÖNTEMİ
Mısırlı bilimcilerin ortaya atığı bir fikir var buda piramitin etrafında piramit inşa edilirken piramitle birlikte yükselen bir rampa. ancak piramitin boyu ele alındığında bu rampa piramitin etrafını dolaşacağından dolayı yaklasık 1.5km uzunluğunda olacaktı yani kısacası bu rampayı yapmak piramitin 2 katına eş değer olacaktı yani bizler pramiti nasıl yapalım diye düşünürken bu fikirle birlikte birde rampa yapma olayı ortaya çıkıyor ve piramitin 2 katı büyüklüğünde gene imkazsız gibi geliyor bana…
ortaya atılan başka bir teroi ise Piramidin tabandan itibaren üçte ikilik kısmı, dışarıdan etrafını saran rampayla inşa edildi.Geride kalan yüzde 33’lük kısım ise işçilerin piramidin içeriden inşa ettiği ve inşa devam ettikçe yükselen sarmal şeklindeki rampayla tamamlandı. İşçiler dış rampanın taşlarını sökerek inşaatın geri kalanı için kullandı. Böylece, bugün bilim insanlarının nereye taşındığını merak ettiği milyonlarca ton harfiyatın büyük kısmının aslında piramitin inşasında kullanıldığı düşüncesi desteklendi.
Piramitlerin, içinden yükselen sarmal şeklindeki bir rampayla inşa edildiği düşüncesi, Fransız mimar Jean-Pierre Houdin’e ait. Üç boyutlu grafikler üzerinde analizler yapan Dassault Systems şirketinde çalışan Houdin, savunduğu teroriye dayanarak modern bir inşaat planı hazırladı.
Kanada’nın Laval Üniversitesi’nden araştırmacılar, Kızıl öetesi araştırmalar yaparak içerden yükselen sarmal rampanın planını çıkarmaya öalışıyorlar kızıl ötesi çalışmalar eğer sarmal rampanın içerden yapıldığına dair sonuş çıkarsa
Houdin’in teorisi destek bulmuş olacak. Ancak Houdin, beklentisi gerçekleşmese bile Büyük Piramit’i inşa etmenin en iyi yolunun içten dışa inşaat yöntemi olduğunu savunuyor.
Life’s Little Mysteries sitesine konuşan Houdin, “Bugün aynı şekilde Büyük Piramit’i inşa edebileceğimize inanıyorum. içten dışa sarmal yöntemin düşünülebilecek en ekonomik yöntem” olduğunu söyledi.
PİRAMİTİN BUGUN YAPILMASIYLA GEÇMİŞTE YAPILAMIS ARASINDAKİ İKİ ÖNEMLİ FARK
Houdin, binlerce yıl önce piramit inşa etmekle bugün inşa etmek arasında iki önemli fark olduğunu belirtti. Birincisi, rampadan yukarıya taşları taşıma işini işçiler değil, motorlu araçlar üstlenecek. İkinci olarak da, piramidin 10-15 metrelik zirvesini tamamlarken, küçük bir vinç kullanılabilecek.
Bugün vinçlerin gökdelenlerin üzerinde çalışması gibi, helikopterler vinçleri piramidin inşası devam ederken henüz tamamlanmamış düz zirvesine yerleştirecek. İçerideki sarmal rampayla taşınan taşlar ve diğer malzemeler, vinç tarafından yerleştirilecek.
Giza’daki dev piramidi tekrar inşa etmeye kalkışcak olursak eskiden nasıl yapıldığıyla bir kıyaslayalım bakalım
4500 yıl önce 20 yıl süren ve 4000 işcinin çalısştığı bu piramitte bugun 1500 2000 arası işci gerekecek ve inşaat makineleri vinçler helikopterler ve tanesi 3 ton olan taş blokları işçiler yerine cekecek makinelerden oluşacak
ve inşaat 20 yıl yerşne 5 yıl sürecek 5 milar dolara mal olacak
Houdin bu tahmini yaparken, Büyük Buhran döneminde yapılan, dünyanın en büyük barajlarından biri olan Hoover’ı örnek aldı. Binlerce işçinin çalıştığı ve doğaya karşı mühendisliğin en büyük başarılarından biri olarak gösterilen inşaatta, yüzü aşkın işçi de hayatını kaybetti.
Hoover Barajı’nın sahip olduğu betonun hacmi, neredeyse Büyük Piramit’le aynı. Maliyet açısından bir karşılaştırma yapıldığında ise New York, Manhattan’da inşa edilecek 540 metre uzunluğundaki (anteniyle beraber) One World Trade Center, 4 milyar dolara mal olacak.
YAPILACAK YENİ PİRAMİT VE ZAMAN KAPSÜLLÜ
Büyük Piramit’in bir kopyasını inşa etmeye yönelik bir plan yok, ancak inşaat modellerine yönelik planlar hayata geçmiş durumda. İngiltere merkezli Earth Pyramid Project (Dünya Piramit Projesi), henüz belirlenmeyen bir yerde inşa edilecek bir piramit için para topluyor. Amaç, dünyanın dört bir yanından getirilecek taşlarla bir piramit inşa etmek ve içine bin yıl sonra açılacak bir zaman kapsülü koymak.
Birçok ülke ve uluslararası örgüt tarafından desteklenen Earth Pyramid, gelecek nesillere modern bir kültür penceresi oluşturmakla kalmayacak, aynı zamanda Houdin’in teorisinin doğruluğunun sınanması için de bir fırsat oluşturacak.

Bize Ulaşabileceğiniz Adresler

Bize Ulaşabileceğiniz Adresler

https://www.facebook.com/pages/Dünya-Dışı-varlıklar/1694674960760247?fref=ts

https://www.facebook.com/groups/1593946927560110/

Rosetta

Proje ilk olarak 1993 yılında onaylandı. Fırlatma 2003 yılından planlanmıştı ancak Ariane 5 roketin Aralık 2002 yılında fırlatmadan 3 dakika sonra patlamasından sonra, Rosetta’nın fırlatılması 2004 yılında gerçekleştirilebildi. 31 ay boyunca uyku modunda olan uydu geçtiğimiz ocak ayında tekrar


uyandırıldı. Rosetta uydusunun 67P kuyruklu yıldızına yolculuğu yaklaşık 10 yıl sürdü. Rosetta’nın yörüngesine yerleştiği 67P/Churyumov-Gerasimenko Kuyruklu yıldızın periyodu yaklaşık 6.5 yıl. 67P/Churyumov-Gerasimenko kuyruklu yıldızın boyu yaklaşık (3 x 5 km), güneşe olan uzaklığı ise ortalama 500 milyon km.
Rosetta görevi ile insanlığın uzay yolcuğundaki ilkleri gerçekleştirilmiş olacak. Proje ile;
• İlk defa bir kuyruklu yıldızın yörüngesine girilmiş oldu.
• İlk defa bir kuyruklu yıldız ile kuyruklu yıldız üzerinde güneş sisteminin derinliklerine gidilebilecek.
• İlk defa donmaya yakın halde bulunan bir kuyruklu yıldızın, Güneş tarafından nasıl ısıtıldığı gözlemlenebilecek.
• İlk defa bir kuyruklu yıldızın yüzeyine inilecek.
• İlk defa bir kuyruklu yıldızın yüzeyinden fotoğraf ve örnek toplanacak. Bu örnekler Sonda tarafından analiz edilerek analiz sonuçları dünyaya gönderilecek.
• Sadece güneş panellerini kullanılarak ilk defa Jupiterin yakınından geçilecek. (Daha önce bu itki sistemi ile gerçekleştirilmişti).
Rosetta uydusu 11 farklı görev yünün yanı sıra “Philae Lander” adında bir tanede Sonda taşıyor. Rosetta uydusunun fırlatma ağırlığı yaklaşık 3000 kg. Fırlatma kütlesinin 1670 kg yakıt oluşturmakta. İtki sistemi bi-propellant ve 2200m/s delta-v sağlıyor, toplam görev yükü ağırlığı 265kg. Uydunun yörünge yönelim kontrol belirleme sisteminde 3 adet lazer gyro bulunuyor. Uydunun görev ömrü 12 yıl. Güneş sisteminin derinliklerinin hedeflendiği bu tarz görevlerde genellikle RTG (Radio Isotope Thermal Generators) kullanılıyor. Fakat Rosetta ile ilk defa görev esnasında ihtiyaç duyulan enerji ihtiyacı yeni geliştirilen güneş panelleri ile sağlanıyor. Yeni geliştirilen güneş panelleri, güneşten 800 milyon km uzaklıkta (Dünya üzerindeki güneş enerjisinin %4 kadar) uydunun ihtiyacı olan enerjiyi üretecek.
Uydu şunda kuyruklu yıldızın 30 km’lik görüngesine dönüyor ve kuyruklu yıldızın tüm yüzeyi haritalandı. Kuyruklu yıldızdan alınan fotoğraflar analiz edildi olası inilecek yer hakkında detaylı bilgilere ulaşıldı. Philae Sondasının ineceği gün bekleniyor.
Yıldız yüzeyine inecek Philae Sondası ortalama 100 kg ağırlığında ve üzerinde 10 farklı bilimsel görev yükü bulunuyor. Üzerindeki görev yüklerinin toplan ağırlığı yaklaşık 27 kg. Sonda üzerindeki görev yükü listesine ve özelliklerine buradan ulaşabilirsiniz. Görev yüklerinden en ilginç olanı “SD2” adıyla anılan sondaj ekipmanı. Ekipman kuyruklu yıldız üzerinde 20 cm delik açacak ve örnek toplayacak. Aldığı örnekleri yine kendi üzerinde bulunan mikroskobunda analiz edecek ve elde ettiği verileri uydu üzerinden dünyada gönderecek.

James Webb Teleskobu

Dünya'ya sayısız görüntü ve veri gönderen Hubble Uzay Teleskobu artık 25 yılını doldurdu. Yapılan tahminler teleskobun ilerleyen yıllarda emekliye ayrılacağı yönünde. Ancak bilim insanları Hubble Teleskobu'nun yerini fazlasıyla alacak bir teleskop üzerinde çalışmalarına çoktan başladı.
NASA'nın üzerinde çalıştığı ve Ekim 2018'de uzaya gönderilmesi planlanan teleskobunun adı James Webb Teleskobu. Teleskop ismini kıdemli bir NASA çalışanından alıyor. Üretilen teleskobun Hubble'dan daha gelişmiş olacağı belirtiliyor.
Tüm bunlarla beraber James Webb Uzay Teleskobu'nun genişliği 6.5 metre olacak ve üzerinde katlanabilir 18 ayrı ayna bulunacak. Ayrıca yeni geliştirilen bu teleskobun Dünya'nın yörüngesinde değil uzak yörüngede olması planlanıyor. Teleskobun bir diğer özelliği ise kızılötesi ışınlar göndererek görüntü toplayacak olması.
WİKİPEDİA
The James Webb Uzay Teleskobu (JWUT) eskiyen Hubble Uzay Teleskopu'nun kısmen ardılı olacak şekilde planlanan bir kızılötesi uzay teleskopudur.
JWUT tam anlamıyla bir ardıl olarak görev yapmayacak çünkü Hubble'ın gözlemleyebildiği bütün ışık dalga boylarına duyarlı olmayacak. Esas bilimsel hedefi evrende yer alan daha uzaktaki cisimleri;diğer temel cihazlar veya Hubble'ın görmediği cisimleri, gözlemlemek olacak.
JWUT, NASA'nın başkanlığında 15 farklı devletin, Avrupa Uzay Ajansı ve Kanada Uzay Ajansı'nın ortak yürüttüğü bir proje olan James Webb Teleskopu'nun 2018 yılının Ekim ayında hizmete girmesi bekleniyor.2018 yılında fırlatılması planlanan ve yeni bir çığır açacak olan James Webb Uzay Teleskobu (JWST), gezegen avcıları da dahil olmak üzere muhtemelen her türden gökbilimci için bir nimet olacaktır. Kırmızı ötesi ışığı gözlemlemek için ayarlanmış olan 6,5 metrelik bu teleskop, Dünya'dan neredeyse 1.600.000 kilometre uzaklıkta yörüngeye yerleştirilecektir. Bu uzaklık, Dünya ile Ay arasındaki uzaklığın dört katı kadardır. JWST üzerinde yer alacak olan hassas aygıtlar, dev gezegenlerin ve gezegen sistemlerinin kırmızı ötesi görüntülerini çekme ve tayflarını ölçerek yaşlarını ve kütlelerini belirleme imkanına sahip olacaktır. Bunların dışında JWST, başka yıldızların çevresinde yer alan disklerin tayf ölçümlerini yaparak, gezegen sistemlerinin doğmasına olanak sağlayan türden olan disklerin bileşenlerini tanımlamaya da imkan verecektir. Son derece hassas aygıtları ve büyük aynasıyla JWST, gezegenlerin doğduğu toz disklerini gözlemleyebilmenin yanında, kendi yıldızlarının önünden geçen gezegenlerin havaküre bileşenlerini de gözlemleyebilecektir. Her ne kadar JWST özellikle gezegen bulmak için geliştirilmiş bir teleskop olmasa da, gelişkin yetenekleri bu teleskobun gelecekte yeni gezegenleri inceleyen ve güneş sistemimizin nasıl oluştuğu ve nasıl evrim geçirdiği konularını araştıran gökbilimciler için önemli bir araç haline gelmesi konusunda ümit vermektedir

Erboğa takımyıldızı

Alpha Centauri Bb Erboğa takımyıldızında K sınıfı yıldız Alfa Centauri B'nin etrafında dönen ve Dünya'dan yaklaşık 4,37 ışık yılı uzaklıkta olan Güneş dışı gezegen.
Şimdiye kadar keşfedilen Dünya'ya en yakın ve Güneş'e benzer bir yıldızın yörüngesinde dolanan en küçük Güneş dışı gezegendir.

Gizemli bir yaratığın mumyasını ele geçirdi.

Mısır’dayız. Senusret II Hanedanı Doceaba kalıntılarının yakınındaki küçük bir piramit keşfedildi. Piramit’in içini araştıran arkeologlar nice hamile kadınlara düşük yaptıracak 15 ve 16 santimetre arasında gizemli bir yaratığın mumyasını ele geçirdi.
2000 küsur yıllık olduğu tahmin edilen mumyaya sarılı canlının içinde bulunduğu lahitin tabletlerinde adının Osirunet olduğu ve yıldızlardan geldiği yazılıdır.




 Mumya’nın yanında birçok tanımlanmamış obje de yer almaktadır. Mısır Eski Eserler Dairesi ilk etapta söz konusu mumyanın doğum sırasında ölen bir Firavun çocuğu olduğunu öngörmüş ancak sonrasında yapılan karşılaştırmalarda bu iddia düşmüştür. Şu an konu Mısır Eski Eserler Dairesi tarafından çok gizli olarak araştırılmaya devam etmektedir.

Marsta dunyadaki Piramitlerin ve Spenksin ayni dogrultuda karşıtları vardır....

Marsta dunyadaki Piramitlerin ve Spenksin ayni
dogrultuda karşıtları vardır....

24 Ağustos 2015 Pazartesi

20 KM'LİK UZAY ASANSÖRÜ

20 KM'LİK UZAY ASANSÖRÜ.....!
__________________________
Kanadalı şirket Thoth Technology'nin tasarladığı 20 kilometre yüksekliğindeki "uzay asansörü" projesiyle uzaya çıkış maliyetinin 3 kat azaltılması planlanıyor. Şirketin geçen ay asansör için ABD'den patent aldığı belirtiliyor. Asansör sayesinde astronotlar 20 kilometre yükselebilecek. Asansör astronotların uzaya erişimi yanında, turizm, rüzgâr enerjisi ve iletişim alanlarında kullanılacak. Asansörün şişirilebilir bölümlerden yapılacağı belirtiliyor. Uzay asansörü Dubai'de bulunan dünyanın en yüksek gökdeleni Burj Halife'den 20 kat daha uzun olacak. Uzay asansörü fikri ilk olarak Rus bilim insanı Konstantin Tisolkovsky tarafından ortaya atılmıştı....

22 Ağustos 2015 Cumartesi

Galaksi listesi

Galaksi listesi

4C 37.11
Abell 1835 IR1916






AM 0644-741
Andromeda Gökadası (M31/NGC 224)
Andromeda I
Anten Gökadaları (NGC 4038/NGC 4039)
Cüce Kova
Arp 299 - çarpışan çifte gökada; toplam altı süpernova kaydedilmiştir. IC 694 ve NGC 3690'dan oluşur.
Baby Boom Gökadası
Siyah Göz Gökadası (M64/NGC 4826)
Messier 81 (M81/NGC 3031)
Cüce Büyükköpek
Cüce Karina




Erboğa A Gökadası
Messier 82 (M82/NGC 3034)
Pergel gökadası
Komet gökadası
Cüce Ejderha
Dwingeloo 1
Dwingeloo 2
Gözler gökadası (NGC 4435-4438)
Cüce Ocak
Hoag nesnesi (halka gökada)
Huchra merceği
HVC 127-41-330
IC 10
IC 342
IC 1613
IOK-1 - Şimdiye kadar gözlenen en uzak gökada. (Büyük Patlama'dan 750 milyon yıl sonra oluşmuştur.)
Büyük Macellan Bulutu
Aslan I (cüce gökada)
Aslan II (cüce gökada)
LGS 3
M32 (NGC 221)
M49
M58
M59
M60
M61
M65
M66
M74 (NGC 628)
M77
M84
M85
M86




M87
M88
M89
M90
M91
M94
M95
M96
M98
M99
M100 (NGC 4321)
M105
M106
M108
M109
M110 (NGC 205)
Maffei I
Maffei II
Fare gökadaları
Samanyolu - Dünya'nın içinde bulunduğu gökada, Samanyolu'nun uydu gökadaları
NGC 1
NGC 55
NGC 147
NGC 185
NGC 300
NGC 326 Öntür X-biçimli radyo gökada
NGC 404
NGC 891
NGC 1055 - M77 yakınlarındaki gökada
NGC 1087 - kısa-çubuk gökada
NGC 1260
NGC 1275
NGC 1300
NGC 1316 (Ocak A gökadası)
NGC 1365
NGC 1532
NGC 1569
NGC 1672 - NGC 1300 benzeri gökada
NGC 1705
NGC 2207 ve IC 2163 - Çarpışan gökada çifti.
NGC 2403
NGC 2770 'Süpernova Fabrikası' 1999'da bu bölgede üç süpernova keşfedildi.
NGC 2812
NGC 2841





NGC 2976
NGC 3077
NGC 3079
NGC 3109
NGC 3184
NGC 3226
NGC 3227
NGC 3310
NGC 3314 - bir gökadanın başka bir gökadayla örtüşmesi sonucu oluşan gökada çifti.
NGC 3370
NGC 3384
NGC 3628
NGC 3949 - M109 Grubu'nun parçası
NGC 3953 - M109 Grubu'nun parçası
NGC 3982 - M109 Grubu'nun parçası
NGC 4013
NGC 4314
NGC 4395
NGC 4414
NGC 4555 - yalıtılmış bir eliptik gökada.
NGC 4565
NGC 4567 ve NGC 4568 - ayrıca "Siyam İkizleri" veya Kelebek gökadası olarak da bilinir.
NGC 4618/NGC 4625 - etkileşen gökadalar, asimetrik tek sarmal kol.
NGC 4881
NGC 4945
NGC 5033
NGC 5078
NGC 5090 ve NGC 5091 - çarpışan gökada çifti.
NGC 5195
NGC 5474
NGC 6240
NGC 6822 (Barnard gökadası)
NGC 7331
NGC 7424
NGC 7742
Cüce Kanatlıat
Cüce Anka
Fırıldak Gökadası (M101/NGC 5457)
RXJ1242-11
Eliptik Cüce Yay
Cüce Heykeltraş
Heykeltraş gökadası
Altılık A
Cüce Altılık
Küçük Macellan Bulutu
Sombrero Gökadası (M104)
Güney Fırıldağı Gökadası (M83/NGC 5236) veya (Bin Yakut Gökadası)
Spindle Gökadası
Ejderha Spindle (NGC 5866, olası M102)
Altılık Spindle (NGC 3115)




ESO 269-57
Ayçiçeği gökadası (M63)
Üçgen gökadası (M33/NGC 598)
Cüce Tukan
UGC 5675
Cüce Büyükayı I
Cüce Büyükayı II
Cüce Küçükayı
VIRGOHI21
Başak yıldız akımı
Girdap gökadası (M51/NGC 5194)
Willman 1
Wolf-Lundmark-Melotte (WLM)
I Zwicky 18
ZW II 96

Egemen dinlerin dünya ülkeleri üzerindeki yayılımı

Egemen dinlerin dünya ülkeleri üzerindeki yayılımı
Yeşil ve tonları: İslam
Mor: Katolik Kilisesi
Açık Mavi: Protestan Kilisesi
Pembe: Ortodoks Kilisesi
Koyu Turuncu: Hinduizm
Açık Turuncu ve Sarı tonları: Budizm
Kırmızı: Musevi
Açık Kahverengi: Animizm-Şamanizm

21 Ağustos 2015 Cuma

NASA, ISS Ekibinden 4K Video Temin Ediyor

NASA, ISS Ekibinden 4K Video Temin Ediyor

Uluslararası Uzay İstasyonundan 4 ve 6K değerlerinde videolar gelmeye başladı.


Yaklaşık olarak uzun yıllardır astronotların araştırmalarını yapmasına uygun bir ortam sunulan aynı zaman da yer çekimsiz olmasıyla dikkatleri üzerine toplayan Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan da heyecan verici 4K değerinde videolar yayınlandı.
Geride bırakmış olduğumuz dönemler içerisinde 8K değerimde bir video çekme yeteneğine sahip olan RED’in geliştirmiş odluğu Epic Dragon kamarasına sahip olan uzay istasyonundan oldukça etkili videolar gelmeye başladı. Fakat gelen videolara baktığımız da sadece 4K çekim modu sağlıyor.
Uzay istasyonu içerisinde yaşamla ilgili olarak oldukça dikkat çekici detayları beraberine ve Dünyanın etkileyici görünüşünü de barındıran videolar içerisinde yayınlanmaya devam edecek.

20 Ağustos 2015 Perşembe

Sedna



Sedna, aşağı yukarı Plüton'un 3'te 2'si kadardır ve kuramsal olarak yerçekimiyle kendi kendini yuvarlayabilecek büyüklüktedir. Bu nedenlerle cüce gezegen kategorisine girebilir.Uluslararası Gökbilim Birliği tarafından cüce gezegen olarak sınıflandırılması önerilmiş, ancak detaylı incelemesi tamamlanmadığı için henüz bu sınıfa dahil edilmemiştir. 2005 yılında gene Sedna 10. gezegen olması için aday gösterilmiş fakat hakkında yeterli bilgi olmadığı ve yörüngesinin dışmerkezliğinin çok fazla olması nedenleri ile geri çevrilmiştir. Sedna'nın dış yüzeyi karbon ve buzdan oluştuğu, ayrıca yüzey sıcaklığının -240 °C derece[8] olduğu varsayılmaktadır. Güneşe en uzak olduğu noktada Güneş'ten uzaklığı Dünya'nın 990 katıdır.
Sedna'nın ince uzun elips şeklindeki yörüngesini yaklaşık 12,000 yılda tamamlaması, güneşe en yakın mesafenin 76 AU ve en uzak mesafenin 960 AU olması, kökeni konusunda daha çok spekülasyonalara yol açar. İkincil Gezegen Merkezi Sedna'yıNeptün'ün yerçekimsel etkisinden dolayı oldukça uzağa itilerek yörüngelere oturmuş objelerin oluşturduğu dağınık diske yerleştirmişlerdi. Hâlbuki bu tanımlama tartışmaya açıktır; çünkü Sedna hiçbir zaman Neptün'e yeteri kadar yaklaşmayacağı için böyle olamaz. Bu nedenle bazı astronomlar Sedna'nın iç Oort bulutunun ilk bilinen üyesi olduğu sonucuna varır. 

Bazıları ise geçen bir yıldızın Sedna'yı şimdiki yörüngesine çektiğini ya da Sedna'nın başka bir yıldız sisteminden alınmış olabileceğini söyler. Başka bir hipoteze göre Sedna'nın bu özel yörüngesi, Neptün'ün ötesinde büyük bir gezegenin varlığına işaret olabilir. Sedna'nın ve diğer cüce gezegenler olan Eris, Haumea ve Makemake'nin kaşiflerinden astronom Mike Brown Sedna için, Neptün ötesi nesneler içinde bilimsel olarak en önemli keşif olduğuna; çünkü böyle kendine özgü bir yörüngeyi anlayabilmenin, gezegenin kökeni ve Güneş Sistemi'nin erken dönem evrimi konusunda değerli bilgiler sağlayabileceğine inanıyor.[9]

Yavaş yavaş büyüyoruz Sizlerin sayesinde

                      Bloger Adresimizi Paylaşarak Bizlere Yardımcı Olabilirsiniz

GÖKTÜRK -2 UYDUSUNUN NERDE OLDUĞUNU GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN

GÖKTÜRK -2 UYDUSUNUN NERDE OLDUĞUNU GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN (http://www.n2yo.com/satellite/?s=39030)
GÖKTÜRK -2 UYDUSUNUN WİKİPEDİ (https://tr.wikipedia.org/wiki/Göktürk-2)
Türkiye'nin uzaydaki gözü ve yüksek çözünürlüklü ilk Milli Keşif-Gözetleme Uydusu Göktürk-2, dünya etrafındaki kutupsal yörüngesinde 2. yılını 18 Aralık 2014 tarihi itibarıyla tamamladı.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde verilen bilgiye göre, Göktürk-2'nin 18 Aralık 2012'de Çin Halk Cumhuriyeti'nden uzaya gönderildiği anımsatıldı.
"Türkiye'nin uzaydaki gözü ve yüksek çözünürlüklü ilk Milli Keşif-Gözetleme Uydusu Göktürk-2'nin, dünya etrafındaki kutupsal yörüngesinde 2. yılını 18 Aralık 2014 tarihi itibarıyla tamamladığı" belirtilen bölümde, şunlar kaydedildi:
"İki yıllık süre içerisinde dünyanın çeşitli bölgelerinden görüntüleme yapılarak, yaklaşık 11 milyon kilometrekare genişliğinde bir alan kapsanmıştır.
Kapsanan bu alanın yaklaşık 2 milyon kilometrekare kısmı ise Türkiye'dedir. Bu süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden, kamu kurum ve kuruluşları ile üniversitelerden gelen talepler çerçevesinde yaklaşık yarım milyon kilometrekare genişliğindeki görüntü ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır.

İLK HALKALI ASTROİD

İLK HALKALI ASTROİD
Araştırmacılar, Satürn ve Uranüsün arasındaki bölgede dolanmakta olan asteroid “10199 Chariklo”nun halkalarının mevcut olduğunu keşfetti… 100 kilometre kadar boydaki bu gök cismi Satürn, Jüpiter, Uranüs ve Neptünden sonra, halkaları mevcut olan en küçük gök cismi…
Chariklo’nın bir yıldızın önünden 3 Haziran 2013’teki geçişinde, birkaç teleskopla yapılan gözlem sonuçlarının detaylı incelenmesinden sonra bu keşif gerçekleşti…

Derin Uzaya Gitmek Ne Kadar Mümkün?

Derin Uzaya Gitmek Ne Kadar Mümkün?


Gelişmiş teleskop ve uzay aracları sayesinde yeni gezegenler ve sistemler keşfetmeye devam ediyoruz. Ancak kafalardaki soru keşfediyoruz ancak nasıl gideceğiz?
Tüm bilim insanları bu sorunun farkında. Nitekim Güneş Sistemi'nde yer alan Plüton'a bile New Horizons uzay aracı yaklaşık 9 yılda gitti. Hayal edin yeni keşfedilen ve yaklaşık 1000 ışık yılı uzaklıkta olan Kepler 452b'ye nasıl gideriz. Yanıt basit; gidemeyiz. Ya da kısacası bir insan ömrü bu yolculuğu kesinlikle tamamlayamaz.
Fakat bu durum sizi hemen umutsuzluğa itmesin. 15 yıl önce Roger Shawyer isimli İngiliz bir mucit EM Drive ismi verilen ve itme gücü üreten bir cihaz keşfetti. Bu cihaz Güneş enerjisinden yararlanarak oluşturulan mikrodalgaların kapalı bir alanda ileri geri ittirmesine yardımcı oluyor. Bazı bilim insanları bu tür bir cihazın teorik olarak çalışmaması gerektiğini belirtse de, çalıştığını gösteren birkaç sonuç alınmış durumda. Ancak detaylardan yoksunuz. Bu haber sadece, Dresten Üniversitesi Uzya Sistemleri bölümü başkanı Martin Tajmar'ın alet hakkında açıklama yapmasıyla gündeme geldi.
Peki bu alet bizi ne kadar hızlandırır. 9 yıllık Plüton yolculuğu 18 aya düşebilir. Ya da 4 saatte Ay'da olabilir, 70 günde Mars'a varabiliriz. Tabi alet çalışırsa.
Belki de bu alet, sadece böyle bir ihtimalin dillendirilmesiyle kalacak. Ancak hayal etmeden olmuyor. Tüm keşifler belli bir çalışma ve deneme s
ürecinden geçiyor. Haberi bile güzel.

Gezegenler

https://www.youtube.com/watch?v=4m2txsi9XDM JÜPİDER
https://www.youtube.com/watch?v=GWBEcq9ZSFM GÜNEŞ
https://www.youtube.com/watch?v=JZ8EDKP4YXo MERKÜR
https://www.youtube.com/watch?v=ddm-49ZuZiY VENÜS
https://www.youtube.com/watch?v=N-7P0YSU324 DÜNYA
https://www.youtube.com/watch?v=wcT19qVKFOg MARS
https://www.youtube.com/watch?v=AWzBFfRffWo SATÜRN
https://www.youtube.com/watch?v=IwCgQh6Y-o4 URANÜS 27:16
https://www.youtube.com/watch?v=IwCgQh6Y-o4 NEPTÜN
https://www.youtube.com/watch?v=0eckTbjku14 PLÜTON


BAŞSIZ UZAY ADAMI VAKASI:

BAŞSIZ UZAY ADAMI VAKASI:
Mehmet Mollaosmanoğlu
1973 yılında Van'da Urartulardan kalma olduğu düşünülen bir heykel ele geçirilir ve İstanbul Arkeoloji Müzesine teslim edilir. Fakat her nedense eser sergileneceğine, tam tersi kadife bezlerle sarılıp sarmalanıp kaldırılır. O zaman Türkiye'de yayımlanan 'Bilinmeyen' dergisi bu durumu konu eder. Çünkü bir roket içindeki astronot heykelidir sözkonusu olan. Olay Alman dergilerine de yansıyınca dünyanın en tanınmış Sümeroglarından Zecharia Sitchin'in ilgisini çeker. Bu esnada ünlü Alman dergisi Magazin 2000, İstanbul Arkeoloji Müzesi'ne bu eserin neden sergilenmediğini sorar. Gelen yanıt şöyledir:
"Heykel, ait olduğu dönemin tarzını yansıtmıyor, bir uzay kapsülünü andırıyor olsa da elbette o zaman böyle şeyler yoktu. Dolaysıyla heykelin sahte olduğunu düşünüyoruz."
Dergiye verilen bu yanıtla daha da meraklanan Zecharia Sitchin, sırf bu heykeli görmek için İstanbul'a gelir. O zamanın Arkeoloji Müzesi Müdürü Dr. Alpay Pasinli ile görüşür. Müdür heykelin sahte olduğunda ısrar eder hatta alçı kalıba dökülmüş olabileceğinden bahseder. Bilim adamının ısrarıyla heykel getirilir. Sitchin evirir çevirir ve sorar, "Alçı kalıba dökülmüş sahte diyorsunuz da alçı kalıpların birleşim yeri çizgisi olur hani nerede? Müdür ısrarcıdır, "Ama alçı kadar hafif bir malzeme," der. Sitchin küçük heykelciklerin yumuşak kayalardan yapılmasının normal olduğunu, sert taştan küçük heykel yapılmasının imkansız olduğunu söyler. Ayrıca tarihçi ve Sümerolog olduğu için buna benzer yüzlerce heykel gördüğünü iddia etse de müdür, bu işin sorumluluğu gereği dünyada benzer başka örnekler olduğunu görmeden sergilemeyeceğini söyler... Sitchin'de bir örneğin Meksika'da olduğunu ve resimlerini göndereceğini ilave eder.
Sitchin müzeden ayrılırken uyarmadan duramaz, "Elinizde Giza Piramitlerinden bile değerli bir nesne var, bunu görmek için yüz binlerce insan İstanbul'a gelirdi, siz saklıyorsunuz..." der.
Zecharia Sitchin ziyaretinin ardından müzeye bir sürü doküman gönderir, Meksika'daki bir heykelle olan benzerlikleri gösteren belgeler ekler... Arkeoloji Müzesi'nin müdürü Dr. Pasinler ikna olur veya inisiyatifini kullanır ve Ekim 1977 tarihinden itibaren heykel müzede sergilenmeye başlar. Fakat bu durum uzun sürmez, Dr. Pasinler'den sonra gelen müdür heykeli sergiden kaldırır ve kadife kutuların içindeki karanlık yuvasına geri yollar. Çünkü Urartular zamanında astronot olamayacağına göre heykel kesinlikle sahtedir. (Neden karbon testi yapılmaz ya da özellikle mi yaptırılmaz, bu da benim merakım! Bir de, 2003 yılında Zaman gazetesinde çıkan bir haber yukarıdaki gelişmeleri haberleştirerek aslında heykelin 25 yıllık olduğunu müze müdürünün ağzından söyler ama bunu ispat edecek bir belge ortaya koymaz. Zaten Türk basınında başka da bir haber yer almaz.)
Dünyanın pek çok yerinde tarih öncesi devirlerden kalma ve günümüze kadar ulaşmış, uçak-helikopter-uzay adamı heykelleri vardır ve bunları sergileyen müzeler para basmaktadırlar. Bu gerçeğe vurgu yapan Zecharia Sitchin hayretler içerindedir ve tanık olduğu bu garip olayı 'The Earth Chronicles Expeditions' adlı kitabında anlatır. (Türkçe çevirisi de var: Dünya Tarihçesi-Ruh ve Madde Yayınları)
Z. Sitchin'in söz konusu kitabında dikkatimi çeken bir detayı paylaşmak istiyorum (Her ne kadar direk bu konuyla alakalı olmasa da...): Sitchin kitabının başında "...Müttefiklerin saldırılarını savuşturmayı başaran Türk General Mustafa Kemal Atatürk, modern Türkiye'yi kurarak yirminci yüztıla taşıdı..." der. Daha sonraki bir paragrafta buna rağmen ülkede hâlâ yirminci yüzyıla entegre olamamış zihniyetlerin bulunduğunu ve bunların Atatürk'ten hazzetmediğini anlatır. Ve konuyu bu heykel meselesine getirir...
Mehmet Mollaosmanoğlu